- yüz yüze
- yüz yüze adv\yüz yüze gelmek sich begegnen; (birdenbire) sich plötzlich gegenüberstehen
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
yüz yüze — zf. Karşı karşıya, yüzlemece, vicahen Yüz yüze görüşmek istiyor, söyleyecekleri varmış. A. Ümit Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yüz yüze bakmak yüz yüze gelmek yüz yüze getirmek yüz yüze kalmak yüz yüze yaşamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz yüze gelmek — 1) birden karşılaşmak Elinden gelse bir daha bu adamla yüz yüze gelmeyecekti. H. E. Adıvar 2) bir araya gelmek Bir daha yüz yüze gelmemek için ayrılmışlardı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz yüze getirmek — karşı karşıya getirmek Her fırsatta yavrucakları ölümle yüz yüze getiriyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz yüze yaşamak — sürekli olarak bir arada olmak zorunda bulunmak Ölümle aylarca yüz yüze yaşamış, hayatımla oyuncak gibi oynamıştım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz yüze bakmak — arada hatır gönül meselesi olduğu için karşılıklı ilişkiyi korumak zorunda bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz yüze kalmak — aynı ortam içerisinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
... yüz takınmak — yüze verilen biçimle bir duyguyu belirtmek Osman Nuri Bey umutsuzluğa düşerek sessiz sessiz ağlamaya başlayınca Seniye Hanım onu teselli için hemen güler bir yüz takınmış aman ne yapıyorsunuz bey demişti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
otrulanmak — yüz yüze gelmek I, 296, 297bkz: utrulanmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
HADRE — Yüz yüze olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yüzleşmek — nsz, le 1) Bir olayı ileri sürenle, inkâr eden kimseler yüz yüze gelerek sözlerini tekrarlamak Ben onunla her zaman yüzleşebilirim. 2) Yüz yüze gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük